Dünyanın bir yüzünde milyonlarca insan savaşlar, çatışmalara, yoksulluk, açlık, susuzluk gibi nedenlerle ölüyor. Açlıktan ölmemek için göç etmek zorunda kalıyor. Veya göç yolculuğunda üst üste bindirildiği teknelere alabora olmasıyla boğularak ölüyor. Dünyanın bir başka yüzünde ise hakkı olandan fazlasını tükettiği için şişmanlığa bağlı hastalıklardan milyonlarca ölümlerle veya milyonlarca hastalık oluyor.
Sanıyorum 2010 yılına ait bir araştırmada 3 milyonu aşkın kişinin aşırı kilonun yol açtığı hastalıklardan dolayı öldüğünü duyruldu. Bu sayının aynı yıl açlıktan ölenlerin 3 misli olduğunu ifade edilmekte. Bugün obeziteye ve obeziteye neden olduğu hastalıklardan ölenlerin sayısı açlıktan ölenlerin sayısının 3 misli. Ekonomik refah kadar, adil dağılımı da gündemimize almalıyız. Böyle bir dünya tablosunda insanlığı yeni trajedilerle karşı karşıya kalmaması için alınması gereken tedbirler olmalı. Daha fazla savaş, daha fazla kan, daha adaletsiz dünya, istismar edilen kadın çocuk, diğer tarafta tüketim çılgınlığı ve beraberinde getirdiği sorunlardan ölenler. Böyle devam ederse dünya her geçen gün daha çok karanlığa muhatap olacak gibi görünüyor..
Raporunda, dünyada muhtemelen 8 kişiden birinin kronik açlık çektiğini vurgulayan FAO, açlık durumunun bölgeden bölgeye farklılık gösterdiğine de dikkati çekti. Özellikle Sahraaltı Afrikası'nda durumun endişe verici olduğuna değinilen raporda, dünyada en fazla yetersiz beslenmenin yüzde 21 ile bu bölgede görüldüğü, Afrika'da hala beş kişiden birinin yetersiz beslendiği aktarıldı.
Kaynak : www.turkiyegazetesi.com
www.dunya.com (25.04.2014)